10 Haziran 2017 Cumartesi

Cinsel Yolla Bulaşan Virüsler-Hastalıklar


Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Çağımızda virüslerin aynı dünyadaki yeni gelişen süreçler gibi yeni yeni şekillere evrildiğini biliyoruz, bu noktada virüslerin ve özelde cinsel yolla bulaşan hastalıklarında biçim ve sayılarının arttığı aşikardır. Makalemiz cinsel yollarla bulaşan hastalıkların bu anlamda neler olduğu ve korunma yöntemleri noktasını irdeledik.Umarız sağlıklı bir yazı olmuştur iyi okumalar dileriz.






Cinsel Yollarla Bulaşan Virüsler

(HSV, Genital siğiller), Gonore (Bel soğukluğu), Sifiliz (Frengi) ,Herpes Enfeksiyonları  Molluscum Contagiosum, Hepatit B, Hepatit C, AIDS (Hiv) gibi Yazımızda değindiğimiz hastalıkların neler olduğu ve tedavi yöntemleri hususunda genel bilgiler içerdiğini hatırlatmak da yarar var.



HPV (human papilloma virüsü)


HPV hakkında irdeleyeceğimiz noktalar

  • Belirtileri nelerdir? 
  • Tedavi Yöntemleri Nelerdir? 
  • korunma yöntemleri ?


Hastaların yaklaşık yüzde 30’unda siğillere yol açan Human papilloma virüsü aslında 100’den fazla virüse verilen genel addır. Bu virüsler, vücudun herhangi bir yerinde siğillere sebep olabilirler.

Hastalık çoğu zaman herhangi bir belirti vermez. Hastaların yaklaşık yüzde 30’unda siğil oluşur. Siğiller kadınlarda vajina, anüs ya da vulvada olabilir. Aynı zamanda kasıklarda, bacaklarda, boyunda, ağızda veya vücudun herhangi bir yerinde de bulunabilirler. Erkeklerde ise siğiller, genellikle penis veya torbalardadır.

Vajinal, anal veya oral seks esnasında cildin cilde temasından kaynaklı bulaşır. Virüs cildin zayıfladığı bir noktadan vücuda girer ve derinin derinliklerine nüfuz eder. Burada aylar hatta yıllar boyunca hiç belirti vermeyebilir.
      
           HPV Tedavi Yolları

  • Krioterapi (Siğiller likit nitrojen ile dondurulur)
  •  Kimyasal asit uygulamaları: (triklorasetik asit, podofilin, podofilotoksin)
  •  Elektrokoterizasyon ( Siğiller elektrik akımı ile imha edilir.) 
  • Lazer tedavisi (Siğiller lazer ışını ile yok edilir)
  •  İlaç tedavileri: (Siğilin içine bu antiviral ilaç enjekte edilir.)


Özellikle cinsel ilişki sırasında vajen kuru ise zedelenmelere yol açabileceğinden, yeterli ıslaklığı sağlayacak bir nemlendirme maddesi kullanılmalı. Kadınlar, periyodik olarak pap-smear yaptırılmalı ve şüpheli durumlarda HPV tanısı için doktora başvurmalıdır.

Bel soğukluğu (Gonore)


En fazla görünen cinsel yolla bulaşan hastalıklardandır. Erkeklerde sık ve ağrılı idrara çıkma ve bol akıntı belirtilerindendir, kadınlarda ise bol akıntı, adet düzensizliği, sık ve ağrılı idrara çıkma belli başlı belirtilerindendir. Karın içi iltihaplarına, kısırlığa ve üreme organlarında abselere neden olur.

Gebe kadında doğum kanalından bebeğe bulaşabilir. Yeni doğan bebekte körlük, akciğer enfeksiyonu gibi hastalıklara yol açar.

Hastalık bulaştıktan 2-3 hafta sonra belirtiler başlar. Tedavisi mümkün ve kolay bir hastalıktır. Her iki eşin birlikte tedavi olması gereklidir. Her iki eş de iyileşmeden cinsel ilişkide bulunulmamalıdır. Eğer kadın gebe ise ve eşinde belsoğukluğu şüphesi varsa kondomsuz(kılıfsız) ilişkide bulunmamalıdır.

Frengi (Sifiliz)


Cinsel ilişki ile yayılır. Hastalığı yaratan etkenin vücuda giriş yerinde şişkin ve ağrısız bir yara oluşur. Bütün vücudu tamamen etkileyen bir hastalıktır..

Ciltte döküntüler ve özellikle kasıklarda şişlikler görülür. Erken fark edildiğinde tedavi edilebilir. Annede varsa bebeğe geçebilir. Tedavi edilmeyip ilerlerse, sinir sistemine zarar vererek körlüğe veya sağırlığa yol açar. Kalp hastalıklarına, vücudun bazı bölgelerinde urlara ve ölüme neden olur.

Hastanın tedaviden sonra bir yıl boyunca doktor tarafından izlenmesi gereklidir. Hasta eşiyle birlikte tedavi olmalı ve tedavisi bitmadan cinsel ilişkide bulunmamalıdır.

MOLLUSCUM CONTAGIOSUM


Molluscum contagiosum ciltte veya çok nadiren ağız içi veya vajina gibi müköz dokularda meydana gelen, özellikle de cinsel yolla bulaşan bir rahatsızlıktır. Molluscum contagiosum oldukça sık görülmektedir. Her altı kişiden biri hayatları boyunca molluscum contagiosum ile karşılaşmaktadır. Özellikle 1 ile 10 yaş arasında çocuklarda enfeksiyon daha sık olarak görülmektedir.

Molluscum contagiosum en sık olarak ortak kullanılan havlu ve giysilerden geçmektedir. Ayrıca cildin cilde teması ile de molluscum contagiosum bulaşabilmekte ve yayılabilir.

Molluscum contagiosum en sık olarak sıvı nitrojen veya nitröz oksit ile lezyonların dondurulması ile tedavi edilmektedir. Döküntülü hastalıklarda uygulanılan dondurma tedavilerine “krioterapi” veya “freezing” denir.

HEPATİT B


Hepatit B aynı adı taşıyan virüsün karaciğere yerleşip orada çoğalarak karaciğeri tahrip etmesiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Dünyada cinsel temasla bulaşan hastalıkların en hızlı yayılanıdır. Tek kaynağı insandır.

Ülkemizde yaklaşık her 10 kişiden biri Hepatit B virüsü taşıyıcısıdır. Diğer tabiri ile Hbs Ag taşıyıcılığı pozitiftir. Hepatit B virüsü hasta ya da taşıyıcı kişilerin kanında ve tüm vücut sıvılarında ( tükürük, idrar, ter, semen, vajinal salgı gibi) bulunur. Hastalık sağlıklı kişilere bu vücut sıvılarının temas etmesiyle bulaşır.

Hepatit B hastalığı taşıyanlarda zaman içinde karaciğer yetmezliği, siroz ve karaciğer kanseri gibi durumların gelişme riski vardır. Hepatit B hastalığın veya taşıyıcılık durumunun tedavisi yoktur, tek korunma yolu aşılanmaktr.

HEPATİT C


Hepatit B’den daha nadir olarak görülen, ancak çok daha kötü sonuçlara yol açabilen ve Hepatit C virüsü yoluyla bulaşan bir viral bir enfeksiyondur.

Vücut Anti-HCV antikorları oluşturarak enfeksiyon oluşturmadan virüsü yok eder ve bu şekilde ömür boyu bağışıklık kazanılmış olur. Vücutta yeterli antikor cevabı oluşmaz ve virüs ömür boyu vücuda yerleşir. Bu şekilde kişi hastalanmasa da hastalığı taşır.

Hepatit C’de erken dönem tedavinin önemi ve doktor önerleri ve periodik kontrol/ilaç tedavisi çok önemlidir.

Hiv - AİDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome)


İngilizce baş harflerinin kullanımı ile kısaltılan ve dilimize kazanılmış (Edinilmiş) Bağışıklık Eksikliği Sendromu (EBES)" denilen viral (virüs kökenli) kökenli bir rahatsızlıktır. Vücudun bağışıklık sistemini ortadan kaldıran HIV virüsünün yol açtığı AIDS hastalığı dünyada her gün ortalama 16 bin kişiyi ağına düşürür.

AIDS; sarılma, aynı bardaktan su içme veya yemek yeme durumlarıyla bulaşmaz. Hastalıklı kişilerin sivrisineklerle teması da hastalığı yaymaz. HIV virüsü tükürükte de tespit edilmiştir ancak öpüşmeyle bulaşma riskinin pek olmadığı sanılıyor.

Unutulmamalıdır ki, bir insanın sağlıklı görünmesi onun HIV taşımadığı anlamına gelmez. AIDS'in belirtileri zayıflamış bağışıklık sistemine özgü belirtilerdir. Bu yüzden bu belirtiler AIDS'in spesifik belirtileri değillerdir. Bugüne kadar bulunmuş ilaçlar, hastalığa yakalanmış kişilerde ancak yaşam sürelerini arttırabilmiştir. Henüz kesin bir tedavi şekli veya aşısı yoktur. O yüzden hastalığa yakalanmadan korunmak ve önlemler almak son derecede önemlidir.

Makalemizini noktalarken , editörleriniz olarak cinsel ilişkilerde bulaşan virüs ve hastalıkları değerlendirdiğimiz çalışmamızın sizler için yararlı bilgiler içerdiğini ve sizlerinde bundan yararlandığınızı düşünürken, konu hakkındaki diğer makaleleriminde dikkate olduğunu hatırlatarak, iyi okumalar dileriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder